Çocuk ve İlgi köşeleri



evcilik kosesi,
fen doga kosesi,
egitici oyun kosesi,
kukla kosesi,
kitap kosesi,
muzik kosesi,
blok kosesi,
tamir kosesi,
saglik kosesi,
ETKİNLİKLER

Kişiliğinin temellerinin atıldığı okul öncesi döneminde sıcacık aile ortamını aratmayacak etkinliklerimizi şöyle sıralayabiliriz.

SANAT ETKİNLİKLERİMİZ

Küçük kas gelişimine olumlu katkıda bulunmak ve yaratıcılığının gelişmesi amacıyla çocuklarımızın dilediği her materyali elinin altında bulabileceği, sınırsız özgür bir ortam olan ETKİNLİK ATÖLYEMİZ de işlediğimiz konulara uygun el işi etkinlikleri yapıyoruz

Sulu boya çalışmaları

Pastel boya çalışmaları

Artık materyallerle çalışma

gibi çeşitli faaliyetler yapılır ve yıl sonunda sergi ile sizlere sunulur.

ANADİLİ ETKİNLİKLERİMİZ

Her ay belli bir konu alınır ve öğrencilerimizin severek dinleyeceği bir anlatımla anlatılır.Her gün Hikaye Öncesi Etkinlikler (tekerleme - şiir - bilmece - parmak oyunu) dil gelişmesine olumlu katkıda bulunmak için tekrar edilir. Çocuklarımıza ay içerisinde öğrettiğimiz bu etkinlikleri her ayın başında AYLIK BÜLTENİMİZ i sizlerle de paylaşıyoruz.Hikaye Sonrası Etkinliklerde konularla ilgili veya sizden gelen çocuklarımız hakkındaki problemleri hikaye okuma - tiyatro - dramatizasyon yollarıyla öğrencilerimize anlatarak hem eğlenme hem çözümleme yoluna gidiyoruz.

SERBEST ZAMAN ETKİNLİKLERİMİZ

Çocuklarımızın gün içerisindeki çalışma programını sıkılmadan uygulayabilmek için onlar için hazırlanmış olan çeşitli İLGİ KÖŞELERİ inde sınırsız eğlence ve oyun yoluyla öğrenmeye davet ediyoruz.Neler mi bu ilgi köşeleri

EVCİLİK KÖŞESİ =Aile içerisinde sorumlulukları kavramak.

KİTAP KÖŞESİ = Okuma alışkanlığını kazandırmak

FEN VE DOĞA KÖŞESİ = İnceleme yetisini kazanmak bitki yetiştirerek canlıların yaşamına saygı duymayı öğrenmek
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

Anaokulu ne gibi özelliklere sahip olmalıdır? Aileler çocukları için anaokulu seçerken nelere dikkat etmelidir?



Anaokulu ne gibi özelliklere sahip olmalıdır? Aileler çocukları için anaokulu seçerken nelere dikkat etmelidir?

3 - 6 yaş dönemi çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimleri için en önemli dönemdir. Çocuklar öncelikle gelişimlerinin bir özelliği olarak sosyalleşmek, başka çocuklarla bir arada olmak ihtiyacındadırlar. Yuvalar çocukların paylaşma, bir arada olma, birlikte hareket edebilme ve oyun oynama ihtiyacını karşılarlar. Becerileri ve zihinsel kapasiteleri birbirine denk olan yaşıtlarıyla bir arada olmak çocukların yaşayarak öğrenmelerini sağlar ve sosyal paylaşımın öğrenilmesinde etkilidir. Bu nedenle de anaokulu ve yuvaların çocukların bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal gelişimlerini ve dil gelişimlerini destekleyici bir program uygulamaları ve bu programı uygun koşullarda sunmaları gerekmektedir. Çocukların tüm gelişim alanlarını destekleyen bir program hazırlanmalı ve bu program çocukların keyifle ve ilgilerini çekebilecek şekilde takip etmelerini sağlayacak bir içerikte hazırlanmalıdır. Çocukların var olan ilgi ve yeteneklerini geliştirmeye yönelik değişik aktivitelerin sunulması önemlidir. Çocuklar hem eğlenmeli, hem öğrenmeli hem de yeni ilgi alanları bulmalıdırlar. Öğrenirken eğitim hayatlarının temeli olan birlikte hareket edebilme, grupla birlikte karar alabilme, sıra bekleme, kendini grup içinde ifade edebilme, ihtiyaçlarını ifade etme, belirlenen kuralları öğrenme ve bu kurallara-sınırlara uyma gibi becerileri kazanmaları da önemlidir. Çocukların yaşlarına uygun olarak gerekli kavramları (renk, şekil, sayı vb), el becerilerini, sosyal becerileri öğrenmeleri evden çok yuva ortamında mümkün olmaktadır. Yuvada tüm bu bilgi ve becerilerin belli bir sıra ile öğretilmesi söz konusudur. Programın uygulanması aşamasında yuva personelinin deneyim ve eğitimleri de çok önemli olmaktadır. Anaokulunda daimi bir pedagog veya çocuk gelişimi konusunda deneyimli bir psikoloğun bulunması yuva seçiminde birinci koşul olmalıdır. Çocukların becerilerinin ve gelişimlerinin takibini yapabilmek ve olası bir aksaklıkta aileyi uyarabilmek çok büyük önem taşımaktadır. Çünkü olası bazı problemler erken yaşta keşfedildiklerinde hızlıca çözümlenebilmekte aksi halde uzun yıllar süren, eğitim hayatını ve çocuğun sosyal hayatını etkileyen başka zorluklara dönüşebilmektedirler. Ayrıca her çocuk zaman zaman bazı sıkıntılar yaşayabilmekte bu sıkıntılar değişik şekillerde ifade edilmektedirler. Çocuklardaki bu belirtileri ve değişiklikleri dikkatle gözlemlemek ve başka bir problemin işareti olduğunu keşfedebilmek uzmanlık ve deneyim gerektirmektedir. Ayrıca ailelerin çocukların eğitimi ve gelişimi konusunda ve uygun disiplin yöntemleri konusunda yönlendirilmeleri ve desteklenmeleri önemlidir. Bu nedenle de yuva personelinin pedagoji eğitimli olması büyük önem taşımaktadır. Temizlik ve fiziksel ortam zaten anne-babaların dikkat ettikleri ve fark etmekte zorlanmadıkları özelliklerdir. Burada da dikkat edilmesi gereken şey fizik ortamın nasıl düzenlendiğidir. Örneğin çocuklar hangi aktivite sırasında nerede bulunuyorlar? Bu ortamlar o aktivitenin rahatça gerçekleşmesi için uygun ortamları mı? (örneğin boya yapılan yerde zeminin halı olması hem çocukların rahatı hem de hijyen açısından uygun olmayabilir) Merdivenler ne kadar korunaklı? Bahçe ve bahçedeki oyun malzemeleri tüm çocukların kullanımına açık mı ve çocuk sayısına oranlandığında yeterli mi? Oyuncak çeşitliliği var mı? Hangi malzemeler kullanılıyor? Boyalar vs çocukların ağzına almaları durumunda zararlı olabilecek nitelikte mi? Oyuncaklar ve diğer eğitim malzemeleri gerçekten kullanılıyorlar mı? Serbest oyun zamanlarında ve bahçe saatinde çocuklarla ilgilenen personel sayısı da önemlidir. Çünkü çocuklar açık alanda daha hareketli olmakta ve zarar görme olasılıkları artmaktadır. Bu nedenle bahçe saatlerinde ve hareketli oyunlar sırasında normalde var olan öğretmen ve eğitimci sayısının takviye edilmesi önemli olmaktadır.
Her çocuk mutlaka anaokuluna gitmeli midir? Eğer gidemiyorsa anne-baba neler yapmalıdır?
3 yaşından itibaren her çocuğun anaokuluna gitmesi önerilmektedir. Ülkemizde bir çok devlet okulunun anasınıfı mevcuttur ve her geçen gün de yaygınlaşmaktadır. Ancak çevresinde anaokulu bulunmayan ailelerin okul öncesi döneme ait çocuk yayınlarını takip etmelerinde yarar vardır. Anaokulları için üretilen ünite dergileri veya kavram öğreten ve bir çok beceriyi geliştiren bir çok yayın mevcuttur. Bunları takip edip günlük bir program dahilinde çocukların masa başında çalışmaya alıştırılmaları, el becerilerinin geliştirilmesi ve mümkün olduğunca yaşıtlarıyla bir arada oyun oynama olanağı sağlanması gerekmektedir. Ayrıca çocuk eğitimi ve gelişimi konusunda anne-babalar için hazırlanmış yayınların okunması, anne-babalara çocuğun eğitimi sırasında ortaya çıkabilecek olası problemlerle baş etme becerisi kazandıracaktır. Okumak, öğrenmek, çalışmak konusunda anne-babanın çocuğa örnek olması ve çocukta öğrenme isteği uyandırması önemlidir. Ülkemizde bir çok çocuk eline kalemi ilkokula başladığı gün almaktadır. Çocukların öğrenebilmeleri ve beceri geliştirebilmeleri için onlara fırsat verilmesi, teşvik edilmesi ve örnek olunmasının önemi unutulmamalıdır.
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

Çocuk ve Bilgisayar eğitimi


Çocuğa Bilgisayar Eğitimi Nasıl verilmeli .
Çocuklar için bilgisayar eğitimi vermek gerçekten güzel ve ilgi çekici bir iş fikri olabilir. Çocuklarının geleceklerini düşünen aileler artık bilgisayar eğitiminin öneminin farkında. “İyi de zaten okullarda bilgisayar eğitimi vermeye başladılar” diyebilirsiniz. Ben de şöyle diyebilirim okulda da fizik matematik… derslerini gösteriyorlar ama dershane sektörünün ne kadar büyük olduğunun farkındasınızdır. Burada sadece basit bilgisayar bilgisi değil başlı başına bişeyler yapılabilecek şekilde eğitim verilebilir. Mesela çeşitli yazılımlar için temel oluşturulabilir bu konuda yetenekli çocuklar için, temel eğitimin ötesine geçilebilir.
● Bilgisayar Ve Okul Öncesi Dönem



3-4 yaşındaki çocuklar bilgisayarı keşfetmeye hazır haldedirler ve birçok ana okulu öğretmeni; bilgisayar merkezlerini eğitim için değerli birer aktivite merkezi olarak görmektedirler. Zamanlama çok önemlidir.Çocuklar keşfetmek ve öğrenmek için yeteri kadar zamana ihtiyaç duyarlar.3-4 yaşındaki çocuklar çeşitli seçenekleri tıklayıp bir sonraki adımda ne olacağını görmek için çok müsaittirler.

Sadece 1-2 özel kelime çocukların bir sonraki arzuladıkları hedefe ulaşmaları için neye ihtiyaçları olduğunu hatırlatmaya yeterlidir. Bir anlamda öğretmenler çocukları argo bir ifadeyle gaza getirirler. Çocuklara minimal bir yardım sağlamak bilgisayarı başarıyla kullanabileceklerini onlara gösterir.Yani çocuga surekli yardım etmemize gerek yok. Adımları kendisi atabilmesi için fırsat vermeliyiz.Ek olarak çocukların ne yaptığını araştırarak öğretmenler çocuklara bilgisayar kullanımı geliştirici ve öğretici soruları çocuklara yöneltebilirler.

Anaokulu Ve İlkokul İlk Yıllarındaki Çocuklar İçin Bilgisayar



Anaokulu ve ilkokula yeni başlamış çocuklar için gelişimlerine uygun programlarla donatılmış bilgisayarlara ulaşmak çok önemlidir. Çocuklar farklı bilgisayar kullanımları( farklı amaçlara yönelik) arasında tercih yapabilecekleri seçeneklere ihtiyaç duyarlar. Ek olarak anaokulu öğretmenleri bilgisayarı öğrenme objeleri ve aktivitelerini beraberce içeren bir kullanımı daha çok tercih etmelidir. Örneğin dil becerilerini geliştirmek için bir arkadaşına yada akrabalarına ClarisWorks For Kids(bir yazışma programı) veya benzeri bir program kullanarak mektup gönderebilirler.Öğretmenler tarafından seçilmiş hedefe ulaşmayı sağlayacak problemleri çözmeyi ve arkadaşlarıyla iletişim kurmayı sağlayacaktır.



● Bilgisayar Kullanımın Yararları

Araştırmalar şunu göstermiştir ki 3-4 yaş aralığındaki bilgisayar kullanan çocuklar sözlü iletişimini ve kooperasyon becerisini arttırmaktadır

Genel Açıklama



Biz her ne kadar çocukları en erken yaşta bilgisayarla tanıştırmak istiyorsak da sınıf içinde bilgisayarla bütünleşme nasıl olur sorularına yanıt verecektir.



Çocukları Bilgisayarla Ne Zaman Tanıştırmalıyız?



Dünya çapında pek çok araştırmacı ve uzmanların yaptığı çalışmalar ışığında konuşmak çocukların dünyayı tanımasındaki en iyi yollardır.

Çocuk Gelişimine Uygun Bilgisayar Aktiviteleri



Beklenmedik bir şekilde bilgisayarlar gelişime uygun olmayan yollardan kullanıma girmiştir. Birçok çalışma şunu gösterdi ki çocuklar ve öğretmenler eğitimin içinde interaktif bir şekilde bulunmaktadır. Yani öğretmenler birebir eğitime cesaretlendirilmeli ve bilgisayarı daha güçlü fikirleri öğretmede kullanmalıdır.3-4 yaş grubu için kullanılan yöntemlerle anaokulu ve ilkokul 1.-2. sınıftakilere verilecek eğitim yöntemleri farklıdır.

Bilgisayar dersinde kavram eğitim programlarının uygulandığı çalışmalar yapılmaktadır.Çocuklarımızın geleceği bir şekilde bilgisayar ve buna bağlı ortamlarda geçecektir.Çocukların kendilerini her alanda ifade edebilmek için gelişen bu teknolojiyi mutlaka tanıyıp kullanmaları gerektiğine inanıyoruz.Bu nedenle tüm kavram eğitimlerini kapsayan eğitim CD leri ile bu çalışmalar yapılmaktadır.
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

Çocuk oyunları


LEGO NEDİR: Lego özellikle çocuklar için geliştirici zekayı sivrilten çok önemli bir oyuncak Basit olduğu kadar çocuğun zekasını ve becerisini zorlayıcı bir özelliği olduğu için önemli ve etkili bir oyuncak lego İlk 2-3 aylık bebeğin oyun faaliyeti, çevresindeki insanlara bakmak ve yakınındaki objeleri yakalamak üzere hareketler yapmaktan ibarettir. Daha sonra, el ve kollardaki kontrol giderek artar. Çevresindeki objeleri yakalayabilir ve inceleyebilir. Çevresindeki oyuncak ve objeleri çekerek ve çarparak, onları keşfetmeye çalışan çocuğun başlangıçtaki oyunları serbest ve kendiliğindendir.
Ses çıkaran yumuşak oyuncaklar özellikle ilgilerini çeker, şekil ve renklere karşı duyarlıdırlar. Bu aylarda müzik kutuları, renkli halkalar, kumaştan ve plastikten kucaklanacak bebekler tercih edilebilir.


İlk Lego'lar çıktığında beri tam 28 yıl geçti. Dünya'da 400.000.000'ün üzerinde insan, Lego'larla kendilerine küçük küçük dünyalar yarattılar. Bu plastik harikalar, modüler oyuncak mantığının ilk ve en önemli örneklerinden sayılmaktadır. Artık çağdaş oyuncak kavramının klasikleri arasına girmiştir. Lego sözü Danimarka dilinde "Leg God" yani "güzel oyun" sözcüklerinin kısaltılması ile ortaya çıkmıştır. Lego firması 1934 yılında Danimarka'da Billund'da Ole Kirk Christiansen tarafından kuruldu. Firma ilk olarak ahşap oyuncaklar üretiyordu. Hiç kimse o zamanlar Lego adının dünya çapında bir isim ve firma olacağını kestiremezdi. İlk Lego taşı 1949 yılında selüloz asetattan üretildi. 1950'lerin başında firmayı kuran Ole Kirk Chirstiansen'in oğlu Godtfred Kirk Chirstiansen modüler bir oyuncak ya da oyun üzerinde çalışmaya başladı. Bu oyuncaklar plastikten üretilecekti. Proje sonucu Lego'ların seri üretimine 1958 yılında başladı.

Oyuncaklar ve oyunlar, çocuğa yaşadığı ortamı ve yaşamı anlaması konusunda büyük yardımcı olur. Uygun oyuncaklar ve oyunlar, çocuğun duygusal sağlığını da olumlu olarak etkiler. Aile bireyleri arasındaki sevgi bağlarını kuvvetlendirir. Ebeveynlerin de çocuğun oyunlarına katılması, çocuğun ruh sağlığı ve gelişimi açısından çok faydalıdır. Ebeveynler oyunlara katılırlarken, çocuklarını yakından izlemek, onların becerilerini, ilgi alanlarını ve bunların gelişimini yakından gözlemlemek şansını yakalarlar. Oyun, sadece çocuklarınızın gelişimini gözlemlediğiniz bir ortam olmamalıdır. Sizler de çocuklarınızla oynamaktan zevk almalısınız



Seçtiğiniz Oyuncağın Malzemesi Önem Taşıyor
Çocuğunuza oyuncak seçerken; oyuncağın boyutuna, şekline ve bünyesinde barındırdığı malzemeye dikkat etmelisiniz. Küçük parçalardan meydana gelen oyuncaklar, çocuğun oyuncağı yutma ve boğulma riski olasılığından; sivri köşeleri ya da keskin uçları bulunan oyuncaklar da yaralanmasına yol açabileceğinden tehlikelidir. Bir de oyuncak seçerken; sağlığa zarar vermeyen, boya ve benzer maddelerden yapılmamış olan oyuncaklar seçmeye özen gösterin. Son günlerde bazı oyuncakların, kurşun ve zehirli maddeler içerdiği iddiasıyla toplatıldığını duyuyoruz.

Çocuğunuzun Gelişim ve Eğitimi Konusunda Oyuncakların Rolü
Çocuk için oyun ve oyuncağın önemi kadar oyuncak seçimi de önemlidir. Oyuncaklar, çocuğunuzun doğal yeteneklerini ortaya çıkaran ve bu yolla onun eğitimini de sağlayan oyun malzemeleridir. Bu nedenle oyuncaklardaki en önemli özellik; çocuğun oynarken öğrenmesini kolaylaştıracak ve yaratıcı yönlerine hitap edecek türde olmasıdır. Çocuklar hayatı tanıma yolunda bütün deneyimlerini oyun ve oyuncaklarla edinirler. Bu nedenle oyuncaklar, çocuğun, toplum ve çevreyle olan ilişkilerini düzenleyen bir eğitim ve araçlar sistemidir. Çocuğunuz doğru oyuncaklarla; renk, boyut, şekil kavramlarını öğrenecek, bazı sayısal ya da sözel değerleri oluşturacaktır. Gelişim evreleri boyunca her çocuk, oyun oynamaya ve oyuncağa büyük gereksinim duyar. Üstelik bu, gelişiminin sağlıklı tamamlanabilmesi için hayati önem taşır. Her yaş ve cinsiyetteki çocuk için, doğru oyuncaklarla oyun oynamanın ciddi yararlar sağladığını unutmayın! Oyun ve oyuncaklar konusunda çeşitli sınıflandırmalar yapılmıştır; genel olarak oyuncaklar, daha doğru bir ifadeyle oyun malzemeleri beş ayrı grupta ele alınır:
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS
Sosyal Paylaşım


Sosyal Paylaşım


Sosyal Paylaşım

Çocuk-ergen gelişimi ve cinselliği
Bir insanın hayatının temel taşlarının 0-6 yaş arasında atıldığını belirten Psikolog ve Cinsel Terapist Yaşam Yanardağ Çelik, çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan olayların kişinin yetişkinlik dönemindeki cinsel yaşamını önemli ölçüde etkilediğini söylüyor. Cinsel farkındalığın ergenlik çağında değil, çocukluk döneminden itibaren gelişmeye başladığını ifade eden Çelik, sağlıklı bir gelişimin sağlanabilmesi için cinsellikle ilgili merakın bastırılması, yok sayılmasının değil, bilinçli bir biçimde yanıtlanması, yönlendirilmesi ve eğitilmesi gerektiğini vurguluyor.Sevginar OSMANOĞLU0-3 yaş dönemiCinsel gelişim doğumla birlikte başlar, çocuk öncelikle kendi bedenini tanır ve keşfeder. İlk cinsel içerikli duygular 18-25 ayları arasında 'tuvalet eğitimi' ile başlar. Tuvalet eğitimi ile birlikte çocuk cinsel organını tanır ve 'haz' duygusu ile tanışır. 3 yaşına kadar çocuğun merakı daha çok kendi bedeni üzerinedir ve henüz karşı cins ayrımını edinmemiştir. Tamamen anneye bağımlı yaşar ve sağlıklı olan da budur zaten. Bu dönemde çocuğun annesine ya da kendisiyle ilgilenen kişiye sağlıklı bir şekilde bağlanması gerekir. Eğer anne çalışmak zorundaysa çocuğa bakacak kişinin davranışlarının çok fazla değişmemesi gerekir. 3-6 yaş dönemiSözel olarak kendini ifade etmeye başlayan çocuk, cinsel gelişimle ilgili sorular sormaya başlar. Bu dönemde çocuk karşı cinsin farkına varır ve sosyalleşmeye başlar. Aynı zamanda bu dönem çocuğun oyun dönemidir ve oyunlarının bir kısmı cinsel merakını gidermeye yöneliktir.DOKTORCULUK: Çocuklar yaşları gereği çok sık hastalanırlar ve sürekli doktora giderler. Böylelikle çocuklar arasında `doktorculuk´ oyunu yaygınlaşmaya başlar. Çocuk, doktorun muayene edebilmesi için vücudunu açması gerektiğini öğrendiği için "doktorculuk" oyunu oynarken karşı cinsi muayene ederek, onun bedenini tanımaya çalışır.EVCİLİK: Çocuğun, hayatı oynadığı, tanıdığı, yetişkin rollerini taklit ettiği, günlük hayat içinde yer alan rolleri üstlenip öğrenmeye çalıştığı bir oyundur. Diğer tüm çocuk oyunları gibi bu oyun da çocukla ilgili bize pek çok bilgi verir. Çocuğun sağlıklı bir model oluşturup oluşturamadığını, ebeynlerinden beklentilerini ve sıkıntılarını farkına varmadan aktardığı çok önemli bir oyundur. Bazı anne ve babalar erkek çocuklarının bu tür oyunlar oynamalarından rahatsızlık duyarlar, ancak bu tür oyunlar çocukla ilgili en sağlıklı bilgi edinme kaynağıdır. İyi gözlemleyip doğru modeller edindiğini fark ettiğiniz sürece hiçbir sorun yoktur. Yani evcilik oyunu size bir ayna tutmaktadır.ARGO VE UYGUN OLMAYAN SÖZ SÖYLEME: Çocukların, günlük konuşma dilinden farklı olan bu sözcüklerin başkalarınca onaylanmadığı bilincine ulaşmaları uzun sürmez. Ancak yine de söyleme eğilimi gösterir, çocuğu tenkit etmek yerine uygun model olmak gerekir. Eğer hiçbir şekilde söylediğine gülmez ve onaylamazsanız çocuk o sözcüğü kendiliğinden unutur. KARŞI CİNSE ÖZGÜ TAVIR VE DAVRANIŞ SERGİLEME: Bu tür davranışlar kısa süreli olduğunda kaygı duyulmasına gerek yoktur. Sadece merak unsuru olarak algılanmalıdır. Fakat bu davranışlar uzun süre devam ederse ve kendi cinsine özgü davranışlar sönmeye başlarsa, çocuk dikkatle incelenmeli, gereken önlemler alınmalıdır. MASTÜRBASYON: Elle ya da başka bir nesne ile cinsel organlara dokunmak ve bundan zevk almaktır. Bazen bu durum küçük çocuklarda da görülebilir; bacakları yanda oturur vaziyette yere sürtünerek, bir oyuncağına sürtünerek veya başka sert bir zemine sürtünerek cinsel organlarını uyarabilirler. Aile bu durum karşısında anormal tepkiler vermemelidir. Mastürbasyon doğal bir durumdur, ancak çocuklar için mastürbasyon, yolunda gitmeyen bazı şeylerin habercisi de olabilir. Örneğin anne- babanın geçimsizliği veya çocuğa yeteri kadar ilgi ve sevgi gösterilmemesi gibi durumlarda çocuk bu davranışta bulunabilir. Bu şekilde hem kendi içindeki haz duygusunu yaşar hem de yalnızlığa tepkisini gösterir. Kendi içinde yaşayarak keşfettiği haz duygusu kesinlikle bir erişkin cinselliğiyle kıyaslanmamalıdır. Bir süre görmezden gelip sıkıntısını keşfetmeye çalışılmalı, eğer sürekli hale gelirse bir uzmandan yardım alınmalıdır. Anne ve babalar 4 temel kuralı uyguladığı durumda çocuk bu dönemini mutlu ve sorunsuz bir şekilde atlatabilir. DÖRT TEMEL KURALKız çocuk ise anneyle, erkek çocuk ise babayla kaliteli zaman geçirmesi,Anne ve babanın birbirine olan sevgisini ve saygısını çocuğun gerçek anlamda hissetmesi ve görmesi,Annenin çocuğu bağımsız bırakabilmesi,Çocuğun karşı cins akranlarıyla aynı sosyal ortamda paylaşımda bulunabilmesi gerekir. 6-12 yaş dönemiBu dönemde çocuk cinsel kimliğine özgü toplumsal rol ve davranışlar geliştirir. Cinsel enerji vücutta bir bölgede yoğunlaşır ve cinsel dürtüler nispeten yok olmamıştır. Çocuk cinsel konulara ilgisini belli etmez, akılca biraz daha geliştikleri ve olgunlaştıkları için cinsellikle ilgili davranışlarında daha dikkatli ve kontrollü davranırlar. Genellikle ilgisi arkadaş çevresine ve oyuna yönelir. Oyun grupları ise hemcinslerinden oluşur. Kızlar kızlarla, erkekler de erkeklerle oynama eğilimi gösterir. Bu dönemlerde, özellikle erkek çocuklarda küfürlü, kaba sözlere ilgi duyulabilir. Ufak tefek flörtleşmeler olabilir, bu duygu en yakın arkadaş ile bazen de anne ile paylaşılır.CİNSEL EĞİTİM Doğumdan başlayarak ergenlik dönemine kadar olan bir dönemi kapsar. Çocukların cinsel girişimlerini takip etmesine, kız veya erkek rollerini kabul etmesine, kendi cinsinin özelliklerini ve karşı cinsin özellikleriyle bir bütün içinde yaşamasına yardımcı olmak amacıyla verilen bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır.CİNSEL EĞİTİMİN ÖNEMİ Cinsel eğitim verildiği zaman çocuk kendi cinsinin özelliklerini öğrenir ve cinsiyet rollerini kazanmaya başlar. Kendi bedenini tanır, bedeninde oluşabilecek değişimlere kendini hazırlar. Karşı cinsi tanır ve farklılıkları kabul eder. İlişkilerinde sağlıklı ve dengeli olur. Sorularının yanıtlarını yanlış yerlerden ve çarpıtılmış şekilde öğrenmez. Kendi bedenini kabullenir ve kendine saygı duyar.CİNSEL EĞİTİM VERİLİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KURALLARDoğru zamanUygun ortamÇocuğu tanıma ve çocuğun gelişim özelliklerini bilmeSoruyu anlamaTam olarak neyi merak ettiğini anlamaYeteri kadar bilgi vermeUygun şekilde yönlendirmeAçık bir iletişim kurmaUNUTMAYIN ÖNEMLİ OLANÇocuk ne soruyor? Nasıl yanıtlamalıyım?Ne kadar yanıtlamalıyım?SAKİN YERLERDE BİRBİRİNİ İNCELEME Çocuklar bir dolabın arkasında, kapı arkasında ya da boş mekânlarda birbirlerinin vücutlarını inceleyebilir. Tamamen çocukça bir meraktan kaynaklanan bu masum oyun bazı ebeynler tarafından fark edildiğinde müthiş bir endişe başlar. Bu durum çocukların merakını daha da fazla uyandırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda gayet rahat ve sakin karşılayarak `Sanırım birbirinizin vücudunu merak ettiniz. Hemen üzerinizi giyinin, ben size resimlerle anlatayım.´ demeniz en uygun yoldur. Bu sorunlara dikkat!..Anne babaların gözünü korkutan bu süreçte zorlandığınızı düşündüğünüz yerde bir uzmandan yardım alabilir, bu alanda uzman kuruluşlara başvurabilir veya konuyla ilgili seminerlere katılarak kendinizi geliştirebilirsiniz.Elbetteki çocuğumuzun gelişim dönemleri içinde cinsel eğitimin dışında da bir uzmana danışmamız gereken durumlar olacaktır. Aşağıdaki durumlardan birini veya birkaçını sürekli olarak çocuğunuzda gözlemliyorsanız mutlak suretle danışmanlık hizmeti almalısınız; Annenin ve babanın bebeklikten başlayarak çocuklarının ruhsal sağlığı ve gelişimleri konusunda her türlü endişe, kaygı ve soruları olduğunda,Aileye katılacak yeni bir kardeş beklendiğinde,Kardeş kıskançlığının fiziksel zarar verme boyutlarına ulaştığı durumlarda,Anneden ayrılamama- anne bağımlılığı durumlarında,Her türlü uyku sorunu yaşanılan durumlarda (geç uyuma, uykuya dalamama, kâbuslar, anne-babanın yatağını paylaşma vb)Yemek yeme problemlerinde (iştahsızlık, yemek seçme, kendi başına yemek yiyememe, masada oturarak yemek yememe, televizyon karşısında yemek yeme, yiyeceği ağızda tutma, yemekten sonra kusma vb.)Tuvalet alışkanlığı edindirme dönemi sorunları,Oyun grubu veya okul öncesi eğitime hazır olma ve kurum seçimi,Uyum güçlükleri,Arkadaşlarıyla ilgili sorunlar,Öfke, kaygı ve korkular yaşıyorsa…
Bir insanın hayatının temel taşlarının 0-6 yaş arasında atıldığını belirten Psikolog ve Cinsel Terapist Yaşam Yanardağ Çelik, çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan olayların kişinin yetişkinlik dönemindeki cinsel yaşamını önemli ölçüde etkilediğini söylüyor. Cinsel farkındalığın ergenlik çağında değil, çocukluk döneminden itibaren gelişmeye başladığını ifade eden Çelik, sağlıklı bir gelişimin sağlanabilmesi için cinsellikle ilgili merakın bastırılması, yok sayılmasının değil, bilinçli bir biçimde yanıtlanması, yönlendirilmesi ve eğitilmesi gerektiğini vurguluyor.Sevginar OSMANOĞLU0-3 yaş dönemiCinsel gelişim doğumla birlikte başlar, çocuk öncelikle kendi bedenini tanır ve keşfeder. İlk cinsel içerikli duygular 18-25 ayları arasında 'tuvalet eğitimi' ile başlar. Tuvalet eğitimi ile birlikte çocuk cinsel organını tanır ve 'haz' duygusu ile tanışır. 3 yaşına kadar çocuğun merakı daha çok kendi bedeni üzerinedir ve henüz karşı cins ayrımını edinmemiştir. Tamamen anneye bağımlı yaşar ve sağlıklı olan da budur zaten. Bu dönemde çocuğun annesine ya da kendisiyle ilgilenen kişiye sağlıklı bir şekilde bağlanması gerekir. Eğer anne çalışmak zorundaysa çocuğa bakacak kişinin davranışlarının çok fazla değişmemesi gerekir. 3-6 yaş dönemiSözel olarak kendini ifade etmeye başlayan çocuk, cinsel gelişimle ilgili sorular sormaya başlar. Bu dönemde çocuk karşı cinsin farkına varır ve sosyalleşmeye başlar. Aynı zamanda bu dönem çocuğun oyun dönemidir ve oyunlarının bir kısmı cinsel merakını gidermeye yöneliktir.DOKTORCULUK: Çocuklar yaşları gereği çok sık hastalanırlar ve sürekli doktora giderler. Böylelikle çocuklar arasında `doktorculuk´ oyunu yaygınlaşmaya başlar. Çocuk, doktorun muayene edebilmesi için vücudunu açması gerektiğini öğrendiği için "doktorculuk" oyunu oynarken karşı cinsi muayene ederek, onun bedenini tanımaya çalışır.EVCİLİK: Çocuğun, hayatı oynadığı, tanıdığı, yetişkin rollerini taklit ettiği, günlük hayat içinde yer alan rolleri üstlenip öğrenmeye çalıştığı bir oyundur. Diğer tüm çocuk oyunları gibi bu oyun da çocukla ilgili bize pek çok bilgi verir. Çocuğun sağlıklı bir model oluşturup oluşturamadığını, ebeynlerinden beklentilerini ve sıkıntılarını farkına varmadan aktardığı çok önemli bir oyundur. Bazı anne ve babalar erkek çocuklarının bu tür oyunlar oynamalarından rahatsızlık duyarlar, ancak bu tür oyunlar çocukla ilgili en sağlıklı bilgi edinme kaynağıdır. İyi gözlemleyip doğru modeller edindiğini fark ettiğiniz sürece hiçbir sorun yoktur. Yani evcilik oyunu size bir ayna tutmaktadır.ARGO VE UYGUN OLMAYAN SÖZ SÖYLEME: Çocukların, günlük konuşma dilinden farklı olan bu sözcüklerin başkalarınca onaylanmadığı bilincine ulaşmaları uzun sürmez. Ancak yine de söyleme eğilimi gösterir, çocuğu tenkit etmek yerine uygun model olmak gerekir. Eğer hiçbir şekilde söylediğine gülmez ve onaylamazsanız çocuk o sözcüğü kendiliğinden unutur. KARŞI CİNSE ÖZGÜ TAVIR VE DAVRANIŞ SERGİLEME: Bu tür davranışlar kısa süreli olduğunda kaygı duyulmasına gerek yoktur. Sadece merak unsuru olarak algılanmalıdır. Fakat bu davranışlar uzun süre devam ederse ve kendi cinsine özgü davranışlar sönmeye başlarsa, çocuk dikkatle incelenmeli, gereken önlemler alınmalıdır. MASTÜRBASYON: Elle ya da başka bir nesne ile cinsel organlara dokunmak ve bundan zevk almaktır. Bazen bu durum küçük çocuklarda da görülebilir; bacakları yanda oturur vaziyette yere sürtünerek, bir oyuncağına sürtünerek veya başka sert bir zemine sürtünerek cinsel organlarını uyarabilirler. Aile bu durum karşısında anormal tepkiler vermemelidir. Mastürbasyon doğal bir durumdur, ancak çocuklar için mastürbasyon, yolunda gitmeyen bazı şeylerin habercisi de olabilir. Örneğin anne- babanın geçimsizliği veya çocuğa yeteri kadar ilgi ve sevgi gösterilmemesi gibi durumlarda çocuk bu davranışta bulunabilir. Bu şekilde hem kendi içindeki haz duygusunu yaşar hem de yalnızlığa tepkisini gösterir. Kendi içinde yaşayarak keşfettiği haz duygusu kesinlikle bir erişkin cinselliğiyle kıyaslanmamalıdır. Bir süre görmezden gelip sıkıntısını keşfetmeye çalışılmalı, eğer sürekli hale gelirse bir uzmandan yardım alınmalıdır. Anne ve babalar 4 temel kuralı uyguladığı durumda çocuk bu dönemini mutlu ve sorunsuz bir şekilde atlatabilir. DÖRT TEMEL KURALKız çocuk ise anneyle, erkek çocuk ise babayla kaliteli zaman geçirmesi,Anne ve babanın birbirine olan sevgisini ve saygısını çocuğun gerçek anlamda hissetmesi ve görmesi,Annenin çocuğu bağımsız bırakabilmesi,Çocuğun karşı cins akranlarıyla aynı sosyal ortamda paylaşımda bulunabilmesi gerekir. 6-12 yaş dönemiBu dönemde çocuk cinsel kimliğine özgü toplumsal rol ve davranışlar geliştirir. Cinsel enerji vücutta bir bölgede yoğunlaşır ve cinsel dürtüler nispeten yok olmamıştır. Çocuk cinsel konulara ilgisini belli etmez, akılca biraz daha geliştikleri ve olgunlaştıkları için cinsellikle ilgili davranışlarında daha dikkatli ve kontrollü davranırlar. Genellikle ilgisi arkadaş çevresine ve oyuna yönelir. Oyun grupları ise hemcinslerinden oluşur. Kızlar kızlarla, erkekler de erkeklerle oynama eğilimi gösterir. Bu dönemlerde, özellikle erkek çocuklarda küfürlü, kaba sözlere ilgi duyulabilir. Ufak tefek flörtleşmeler olabilir, bu duygu en yakın arkadaş ile bazen de anne ile paylaşılır.CİNSEL EĞİTİM Doğumdan başlayarak ergenlik dönemine kadar olan bir dönemi kapsar. Çocukların cinsel girişimlerini takip etmesine, kız veya erkek rollerini kabul etmesine, kendi cinsinin özelliklerini ve karşı cinsin özellikleriyle bir bütün içinde yaşamasına yardımcı olmak amacıyla verilen bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır.CİNSEL EĞİTİMİN ÖNEMİ Cinsel eğitim verildiği zaman çocuk kendi cinsinin özelliklerini öğrenir ve cinsiyet rollerini kazanmaya başlar. Kendi bedenini tanır, bedeninde oluşabilecek değişimlere kendini hazırlar. Karşı cinsi tanır ve farklılıkları kabul eder. İlişkilerinde sağlıklı ve dengeli olur. Sorularının yanıtlarını yanlış yerlerden ve çarpıtılmış şekilde öğrenmez. Kendi bedenini kabullenir ve kendine saygı duyar.CİNSEL EĞİTİM VERİLİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KURALLARDoğru zamanUygun ortamÇocuğu tanıma ve çocuğun gelişim özelliklerini bilmeSoruyu anlamaTam olarak neyi merak ettiğini anlamaYeteri kadar bilgi vermeUygun şekilde yönlendirmeAçık bir iletişim kurmaUNUTMAYIN ÖNEMLİ OLANÇocuk ne soruyor? Nasıl yanıtlamalıyım?Ne kadar yanıtlamalıyım?SAKİN YERLERDE BİRBİRİNİ İNCELEME Çocuklar bir dolabın arkasında, kapı arkasında ya da boş mekânlarda birbirlerinin vücutlarını inceleyebilir. Tamamen çocukça bir meraktan kaynaklanan bu masum oyun bazı ebeynler tarafından fark edildiğinde müthiş bir endişe başlar. Bu durum çocukların merakını daha da fazla uyandırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda gayet rahat ve sakin karşılayarak `Sanırım birbirinizin vücudunu merak ettiniz. Hemen üzerinizi giyinin, ben size resimlerle anlatayım.´ demeniz en uygun yoldur. Bu sorunlara dikkat!..Anne babaların gözünü korkutan bu süreçte zorlandığınızı düşündüğünüz yerde bir uzmandan yardım alabilir, bu alanda uzman kuruluşlara başvurabilir veya konuyla ilgili seminerlere katılarak kendinizi geliştirebilirsiniz.Elbetteki çocuğumuzun gelişim dönemleri içinde cinsel eğitimin dışında da bir uzmana danışmamız gereken durumlar olacaktır. Aşağıdaki durumlardan birini veya birkaçını sürekli olarak çocuğunuzda gözlemliyorsanız mutlak suretle danışmanlık hizmeti almalısınız; Annenin ve babanın bebeklikten başlayarak çocuklarının ruhsal sağlığı ve gelişimleri konusunda her türlü endişe, kaygı ve soruları olduğunda,Aileye katılacak yeni bir kardeş beklendiğinde,Kardeş kıskançlığının fiziksel zarar verme boyutlarına ulaştığı durumlarda,Anneden ayrılamama- anne bağımlılığı durumlarında,Her türlü uyku sorunu yaşanılan durumlarda (geç uyuma, uykuya dalamama, kâbuslar, anne-babanın yatağını paylaşma vb)Yemek yeme problemlerinde (iştahsızlık, yemek seçme, kendi başına yemek yiyememe, masada oturarak yemek yememe, televizyon karşısında yemek yeme, yiyeceği ağızda tutma, yemekten sonra kusma vb.)Tuvalet alışkanlığı edindirme dönemi sorunları,Oyun grubu veya okul öncesi eğitime hazır olma ve kurum seçimi,Uyum güçlükleri,Arkadaşlarıyla ilgili sorunlar,Öfke, kaygı ve korkular yaşıyorsa…
Bir insanın hayatının temel taşlarının 0-6 yaş arasında atıldığını belirten Psikolog ve Cinsel Terapist Yaşam Yanardağ Çelik, çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan olayların kişinin yetişkinlik dönemindeki cinsel yaşamını önemli ölçüde etkilediğini söylüyor. Cinsel farkındalığın ergenlik çağında değil, çocukluk döneminden itibaren gelişmeye başladığını ifade eden Çelik, sağlıklı bir gelişimin sağlanabilmesi için cinsellikle ilgili merakın bastırılması, yok sayılmasının değil, bilinçli bir biçimde yanıtlanması, yönlendirilmesi ve eğitilmesi gerektiğini vurguluyor.Sevginar OSMANOĞLU0-3 yaş dönemiCinsel gelişim doğumla birlikte başlar, çocuk öncelikle kendi bedenini tanır ve keşfeder. İlk cinsel içerikli duygular 18-25 ayları arasında 'tuvalet eğitimi' ile başlar. Tuvalet eğitimi ile birlikte çocuk cinsel organını tanır ve 'haz' duygusu ile tanışır. 3 yaşına kadar çocuğun merakı daha çok kendi bedeni üzerinedir ve henüz karşı cins ayrımını edinmemiştir. Tamamen anneye bağımlı yaşar ve sağlıklı olan da budur zaten. Bu dönemde çocuğun annesine ya da kendisiyle ilgilenen kişiye sağlıklı bir şekilde bağlanması gerekir. Eğer anne çalışmak zorundaysa çocuğa bakacak kişinin davranışlarının çok fazla değişmemesi gerekir. 3-6 yaş dönemiSözel olarak kendini ifade etmeye başlayan çocuk, cinsel gelişimle ilgili sorular sormaya başlar. Bu dönemde çocuk karşı cinsin farkına varır ve sosyalleşmeye başlar. Aynı zamanda bu dönem çocuğun oyun dönemidir ve oyunlarının bir kısmı cinsel merakını gidermeye yöneliktir.DOKTORCULUK: Çocuklar yaşları gereği çok sık hastalanırlar ve sürekli doktora giderler. Böylelikle çocuklar arasında `doktorculuk´ oyunu yaygınlaşmaya başlar. Çocuk, doktorun muayene edebilmesi için vücudunu açması gerektiğini öğrendiği için "doktorculuk" oyunu oynarken karşı cinsi muayene ederek, onun bedenini tanımaya çalışır.EVCİLİK: Çocuğun, hayatı oynadığı, tanıdığı, yetişkin rollerini taklit ettiği, günlük hayat içinde yer alan rolleri üstlenip öğrenmeye çalıştığı bir oyundur. Diğer tüm çocuk oyunları gibi bu oyun da çocukla ilgili bize pek çok bilgi verir. Çocuğun sağlıklı bir model oluşturup oluşturamadığını, ebeynlerinden beklentilerini ve sıkıntılarını farkına varmadan aktardığı çok önemli bir oyundur. Bazı anne ve babalar erkek çocuklarının bu tür oyunlar oynamalarından rahatsızlık duyarlar, ancak bu tür oyunlar çocukla ilgili en sağlıklı bilgi edinme kaynağıdır. İyi gözlemleyip doğru modeller edindiğini fark ettiğiniz sürece hiçbir sorun yoktur. Yani evcilik oyunu size bir ayna tutmaktadır.ARGO VE UYGUN OLMAYAN SÖZ SÖYLEME: Çocukların, günlük konuşma dilinden farklı olan bu sözcüklerin başkalarınca onaylanmadığı bilincine ulaşmaları uzun sürmez. Ancak yine de söyleme eğilimi gösterir, çocuğu tenkit etmek yerine uygun model olmak gerekir. Eğer hiçbir şekilde söylediğine gülmez ve onaylamazsanız çocuk o sözcüğü kendiliğinden unutur. KARŞI CİNSE ÖZGÜ TAVIR VE DAVRANIŞ SERGİLEME: Bu tür davranışlar kısa süreli olduğunda kaygı duyulmasına gerek yoktur. Sadece merak unsuru olarak algılanmalıdır. Fakat bu davranışlar uzun süre devam ederse ve kendi cinsine özgü davranışlar sönmeye başlarsa, çocuk dikkatle incelenmeli, gereken önlemler alınmalıdır. MASTÜRBASYON: Elle ya da başka bir nesne ile cinsel organlara dokunmak ve bundan zevk almaktır. Bazen bu durum küçük çocuklarda da görülebilir; bacakları yanda oturur vaziyette yere sürtünerek, bir oyuncağına sürtünerek veya başka sert bir zemine sürtünerek cinsel organlarını uyarabilirler. Aile bu durum karşısında anormal tepkiler vermemelidir. Mastürbasyon doğal bir durumdur, ancak çocuklar için mastürbasyon, yolunda gitmeyen bazı şeylerin habercisi de olabilir. Örneğin anne- babanın geçimsizliği veya çocuğa yeteri kadar ilgi ve sevgi gösterilmemesi gibi durumlarda çocuk bu davranışta bulunabilir. Bu şekilde hem kendi içindeki haz duygusunu yaşar hem de yalnızlığa tepkisini gösterir. Kendi içinde yaşayarak keşfettiği haz duygusu kesinlikle bir erişkin cinselliğiyle kıyaslanmamalıdır. Bir süre görmezden gelip sıkıntısını keşfetmeye çalışılmalı, eğer sürekli hale gelirse bir uzmandan yardım alınmalıdır. Anne ve babalar 4 temel kuralı uyguladığı durumda çocuk bu dönemini mutlu ve sorunsuz bir şekilde atlatabilir. DÖRT TEMEL KURALKız çocuk ise anneyle, erkek çocuk ise babayla kaliteli zaman geçirmesi,Anne ve babanın birbirine olan sevgisini ve saygısını çocuğun gerçek anlamda hissetmesi ve görmesi,Annenin çocuğu bağımsız bırakabilmesi,Çocuğun karşı cins akranlarıyla aynı sosyal ortamda paylaşımda bulunabilmesi gerekir. 6-12 yaş dönemiBu dönemde çocuk cinsel kimliğine özgü toplumsal rol ve davranışlar geliştirir. Cinsel enerji vücutta bir bölgede yoğunlaşır ve cinsel dürtüler nispeten yok olmamıştır. Çocuk cinsel konulara ilgisini belli etmez, akılca biraz daha geliştikleri ve olgunlaştıkları için cinsellikle ilgili davranışlarında daha dikkatli ve kontrollü davranırlar. Genellikle ilgisi arkadaş çevresine ve oyuna yönelir. Oyun grupları ise hemcinslerinden oluşur. Kızlar kızlarla, erkekler de erkeklerle oynama eğilimi gösterir. Bu dönemlerde, özellikle erkek çocuklarda küfürlü, kaba sözlere ilgi duyulabilir. Ufak tefek flörtleşmeler olabilir, bu duygu en yakın arkadaş ile bazen de anne ile paylaşılır.CİNSEL EĞİTİM Doğumdan başlayarak ergenlik dönemine kadar olan bir dönemi kapsar. Çocukların cinsel girişimlerini takip etmesine, kız veya erkek rollerini kabul etmesine, kendi cinsinin özelliklerini ve karşı cinsin özellikleriyle bir bütün içinde yaşamasına yardımcı olmak amacıyla verilen bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır.CİNSEL EĞİTİMİN ÖNEMİ Cinsel eğitim verildiği zaman çocuk kendi cinsinin özelliklerini öğrenir ve cinsiyet rollerini kazanmaya başlar. Kendi bedenini tanır, bedeninde oluşabilecek değişimlere kendini hazırlar. Karşı cinsi tanır ve farklılıkları kabul eder. İlişkilerinde sağlıklı ve dengeli olur. Sorularının yanıtlarını yanlış yerlerden ve çarpıtılmış şekilde öğrenmez. Kendi bedenini kabullenir ve kendine saygı duyar.CİNSEL EĞİTİM VERİLİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KURALLARDoğru zamanUygun ortamÇocuğu tanıma ve çocuğun gelişim özelliklerini bilmeSoruyu anlamaTam olarak neyi merak ettiğini anlamaYeteri kadar bilgi vermeUygun şekilde yönlendirmeAçık bir iletişim kurmaUNUTMAYIN ÖNEMLİ OLANÇocuk ne soruyor? Nasıl yanıtlamalıyım?Ne kadar yanıtlamalıyım?SAKİN YERLERDE BİRBİRİNİ İNCELEME Çocuklar bir dolabın arkasında, kapı arkasında ya da boş mekânlarda birbirlerinin vücutlarını inceleyebilir. Tamamen çocukça bir meraktan kaynaklanan bu masum oyun bazı ebeynler tarafından fark edildiğinde müthiş bir endişe başlar. Bu durum çocukların merakını daha da fazla uyandırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda gayet rahat ve sakin karşılayarak `Sanırım birbirinizin vücudunu merak ettiniz. Hemen üzerinizi giyinin, ben size resimlerle anlatayım.´ demeniz en uygun yoldur. Bu sorunlara dikkat!..Anne babaların gözünü korkutan bu süreçte zorlandığınızı düşündüğünüz yerde bir uzmandan yardım alabilir, bu alanda uzman kuruluşlara başvurabilir veya konuyla ilgili seminerlere katılarak kendinizi geliştirebilirsiniz.Elbetteki çocuğumuzun gelişim dönemleri içinde cinsel eğitimin dışında da bir uzmana danışmamız gereken durumlar olacaktır. Aşağıdaki durumlardan birini veya birkaçını sürekli olarak çocuğunuzda gözlemliyorsanız mutlak suretle danışmanlık hizmeti almalısınız; Annenin ve babanın bebeklikten başlayarak çocuklarının ruhsal sağlığı ve gelişimleri konusunda her türlü endişe, kaygı ve soruları olduğunda,Aileye katılacak yeni bir kardeş beklendiğinde,Kardeş kıskançlığının fiziksel zarar verme boyutlarına ulaştığı durumlarda,Anneden ayrılamama- anne bağımlılığı durumlarında,Her türlü uyku sorunu yaşanılan durumlarda (geç uyuma, uykuya dalamama, kâbuslar, anne-babanın yatağını paylaşma vb)Yemek yeme problemlerinde (iştahsızlık, yemek seçme, kendi başına yemek yiyememe, masada oturarak yemek yememe, televizyon karşısında yemek yeme, yiyeceği ağızda tutma, yemekten sonra kusma vb.)Tuvalet alışkanlığı edindirme dönemi sorunları,Oyun grubu veya okul öncesi eğitime hazır olma ve kurum seçimi,Uyum güçlükleri,Arkadaşlarıyla ilgili sorunlar,Öfke, kaygı ve korkular yaşıyorsa…
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

yaratici problem çözme

her insanın günlük yaşantısında karşılaştığı çeşitli problemler vardır. faturaları ödemeyi unutmak, arkadaşlarımıza tanıştıracağımız kişinin adını hatırlayamamak, alışveriş yapmak için zaman ayarlamak ya da patlak bir tekerle baş başa kalıp kara kara düşünmek günlük hayatımızdaki tipik problemlere birkaç örnek olarak gösterilebilir. durumu daha da karışık hale getiren ise birisi için problem olan olayın bir diğer kişi için pek bir anlam ifade etmemesidir. bu gibi durumlarda insan en yakınındakilerin bile problemlerini anlamakta güçlük çekebilir. problemleri çözmek için gereken çabalar bilişsel süreçle doğrudan ilişkilidir. daha açık ifade etmek gerekirse problemi çözmek için “düşünmek” temel koşuldur. problem çözme düşüncenin uygulamaya geçirilmesidir ve bu uygulamalı düşünme türü düşünmenin diğer iki türüyle de yakın ilişki içindedir. bunlar yaratıcı ( farklı ) “creative (divergent)” düşünme ve eleştirel (analitik) “critical (analytical)” düşünmedir. yaratıcı ve eleştirel düşünme araştırmacı, sorgulayıcı düşünme türleridir ve hem kendi doğaları gereği hem de problem çözme amacına yönelik sorgulama ve bilgi toplama süreçlerini gerçekleştirirler. çocuk düşünmeyi problem çözmeyle birleştirince hayattaki başarının anahtarını elde etmiş olacaktır. problem çözme etkinlikleri çocuğun düşünme ve sorgulama becerilerini geliştirecektir. sonuca ulaşmak çocukta kendine güven ve kabiliyetin gelişmesine yardımcı olacaktır. kendi yeterliliğinin farkına varan çocuk fikirlerini diğerleriyle paylaşmaya başlayacak ve başkalarıyla etkili çalışmanın temelleri atılmış olacaktır. problem çözme etkinlikleri öğrencinin problemlere nasıl yaklaştığı, nasıl iletişim kurup öğrendiklerini gözlemlemek için en iyi yoldur. bilginin oluşum sürecini anlayıp anlamadığını ve bunu problem çözmede kullanarak uygulamaya geçirip geçiremediğini görmek için daha iyi bir yol yoktur. yaygın problemler üzerinde çalışmak çocukların deneyimlerini ve düşünce ağlarını geliştirir. problem kelimesi genellikle zor durumları belirtmek için kullanılır. bu kelime hayati derecede önemli zorlukları ifade edebileceği gibi, kimi ufak ve aşılması kolay pürüzleri de anlatmak için kullanılabilir. böyle geniş bir çerçevede ifade edilen problemleri çözmek için çok değişik karar verme süreçlerini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. öğrencilere okullarda öğretilen problemler gerçek hayatta karşılaştığımız problemlere hiç benzemez. okuldaki problemler tek bir doğru cevaba odaklanmış, iyi ifade edilmiş, yapay, tecrübelerden uzak ve öğrencilerin hayattaki gerçek değerleriyle bağlantısızdır. genelde sadece varolan bilgiyi ölçmek için yaratılmışlardır. buna karşın gerçek hayattaki problemlerin her zaman tek ve doğru cevabı yoktur, çoğu zaman bulduğumuz çözüm problemi sona erdirmek bir yana yeni problemlere zemin hazırlar. çözümün doğru ya da yanlış olması önemli değil problem için uygun olup olmaması önemlidir. özünde yaşam zaten bir problem çözme sürecidir ve bu problemler okuldakiler gibi kusursuz şekilde hazırlanmamışlardır.açık uçlu problemler öğrencilerin yaratıcılığını ve düşünme yeteneklerini geliştirirler. şaşırtıcı problemler esnekliği ve farklı bakış açıları geliştirmeyi destekler. yaratıcılığı geliştiren sorular ve problemler bazı yetişkinlere ve çocuklara için sinir bozucu gelebilir. bu problemin farklı düşünmeyi gerektirmesinden kaynaklanır. buna alışık olmayan kişiler haklı olarak zorlanırlar. ancak şunu unutmamak gerekir ki yaşamda karşılaşılan problemlerin de neredeyse tümü farklı, yaratıcı düşünmeyi gerektirir. herhangi bir eğitim etkinliğinde sorulabilecek sorulardan biri “çözmeye çalıştığımız nasıl bir problem?” sorusudur. problemleri beşe ayırabiliriz; gerçek, gerçekçi, somut, kavramsal, soyut. aşağıda bu yollarla ele alınan bir problem örneğine yer verilmiştir. gerçek problem: çevrenizdeki her eve tek tek broşür dağıtmanız gerekse okuldan mı evden mi başlamak en hızlı yol olacaktır? gerçekçi: elverişli yolları belirlemek için yerel bir haritaya bakın.somut: çevredeki yolların bir örneğini yapın ve her olasılığı bu model üzerinde deneyin.kavramsal: broşürlerin neden dağıtıldığını, nerelere dağıtılacağını ve mümkün olan en uygun yolun ne olduğunu anlatan ya da açıklayan bir makale okuyun.soyut: mümkün olan yolları basitleştirilmiş bir tablo haline getirin. yönlerin şifrelerini araştırın. problem çözme sürecimizin çoğu bilinçsiz bir şekilde gelişir. problemlerle her an karşı karşıya olduğumuzdan onlar üzerinde uzun uzun düşünmeye onları analiz etmeye gerek duymayız. genelde sürekli karşılaştırdığımız problemler için basit çözümler geliştirmişizdir. neyi neden yaptığımıza, nasıl yaptığımıza dikkat etmeden adeta otomatik davranışlarla hareket ederiz. yürümeyi, konuşmayı, düşünmeyi ve problem çözmeyi bir şekilde öğreniverir, öğrendiklerimizi de sorgulamayız. bunun sonucunda problemlerimizi az çok halledecek yüzlerce alışkanlık geliştiririz ve onlarla yetinmeye çalışırız. yeterince özen gösterip çalıştığımızda ortaya çıkan çözümlerin yanında bu saydıklarımız etkisiz ve zayıf bir takım alışkanlıklar olarak kalmaktadırlar. bir problemden diğerine uyarlanabilecek çözümler geliştirmek elimizdedir. bunun için problem çözme tekniklerini ve aşamalarını iyi bilmemiz gerekir. bir problemi çözmede kullanılabilecek en basit teknik planla-yap-gözden geçir başlığıyla özetlenebilir. ama planlamadan önce problemin doğası anlaşılmalıdır. planla-yap-gözden geçir1. problemi anlama. bu aşamada aşağıdaki sorular kılavuzluk edebilir. · bilinen nedir?· bilinmeyen nedir?· nasıl bir çözüm peşindesin?· sonuca ulaşmanı engelleyen nedir?2. eylem planı.çocuklara bu aşamada takıldıkları yerde yetişkin desteği gerekebilir. aşağıdaki başlıklar bu konuda yardımcı olacaktır. · tüm etkenleri dikkate al. çocuk probleme geniş bir perspektiften yaklaşması ve bütün olarak görüp resmetmesi, elindekileri tekrar değerlendirmesi için yönlendirmek çok yararlı olacaktır. · benzer bir problem düşün. daha önceki deneyimleriyle bağlantılar kurmak, daha önce çözdüğü problemleri hatırlatıp aradaki benzerliklerin farkına vardırmak burada yetişkinlerin üzerine düşen görevlerdir. benzer bir problem bulmak çözüm arayışındaki en önemli adımdır. · problemi basitleştir. problemi parçalara ayırması için veya tüm olasılıkları bir arada düşünmemesi için çocuğun yönlendirilmesi onun eylem planını daha rahat gerçekleştirmesine yardımcı olacaktır. · problemin modelini yap. problemin şekiller, tablolar veya nesnelerle somutlaştırılması daha netleşmesi açısından etkili olacaktır. · planı kaydet. yapılanları ve alınan kararları kaydetmek ilerde oluşabilecek aksaklıkları önleyecektir. çocuklar planları hakkında konuşmaya ve tartışmaya yönlendirilmelidir. 3. problemi çözme aşaması.problem çözme aşamasındaki çocuğa yardımcı olabilecek bazı stratejileri şöyle özetleyebiliriz. · çocuğun yaptığını tanımlama. çocuğun yaptığı çalışmalarla ilgili konuşmak hem öğrenimi destekler hem de kendi yaptığı işi gözlemleyip farkına varmasını sağlar. · çocuğa ne yaptığını sorma. bu sayede çocuk yaptığı çalışmanın dikkate değer olduğunu ve önemsendiğini hissedecektir. · ihtiyaç anında sürece destek verme. çocuklar bazen olaylara farklı açıdan bakabilmek için desteğe ihtiyaç duyarlar. problemin çözüm aşamasında zaman zaman sonuçtan uzaklaşacağını hisseden çocuklar farklı düşünmekten ve alternatifleri denemekten kaçınırlar. bu gibi durumlarda verilecek destek işleri kolaylaştıracaktır.4. gözden geçirme. gözden geçirme planlama ve gerçekleştirme süreçlerini tamamlar. geriye dönüp bakarak çocuk problem, plan ve önerdiği çözüm arasında ilişki kuracaktır. gözden geçirme bir sonraki problemin çözümünde de çocuğun yaptıklarını hatırlayıp tecrübelerinden faydalanmasını sağlayacaktır. çocukların neler yaptığını gözden geçirmelerinin en iyi tekniği onlardan yaptıkları işi size öğretmelerini istemektir. gözden geçirmenin esas amacı çocuğun öğrendiklerini yansıtması ve deneyimlerinden faydalanabilmesidir. gruplarda yaratıcı problem çözmenin ana hatları1. yaratıcı problem çözme için ortamın uygunluğu grup üyeleri; · diğerlerine güvenir ve birlikte çalışmanın gücüne inanır.· güdülenmiş, aktif katılımcıdır ve yaratıcılıklarını probleme yansıtır..· diğer grup üyelerinin fikirlerine yapıcı ve olumlu eleştirel bir yaklaşım içindedir.2. problem çözme sürecini öğrenme ve yaratıcılığı kullanarak uygulama. grup üyeleri;· problemi tüm yönleriyle teşhis edip ona odaklanır.· problemle ilgili gerçekleri bulur ve tanımlar. · hedefleri saptar ve çözüm için öngörülerini belirler. · düşünce kalıplarını bilir ve uygular, yeni ve özgün düşünceler geliştirebilir. · diğerlerinin fikirlerine değer verir ve fikrin gelişmesi için olumlu dönüt verebilir.· sistematik, eleştirel ve analitik düşündüğü gibi aynı zamanda sezgileriyle, yaratıcı ve farklı düşünür. · fikirleri değerlendirme tekniklerini bilir ve kullanır.· fikirleri örnekler aracılığıyla uygulamaya koyar. yaratıcı problem çözme çalışmalarına belirli kalıplar ve sınırlamalar getirilemez. daha önceden belirlenmiş kuralları sıkı sıkıya takip eden yaratıcı problem çözme çalışmalarının konunun özüne ters düştüğü görülür.öğretimde yaratıcı problemin kullanımı yaygın olarak şu şekilde görülür. öğrenciler tam tanımlanmamış, gerçekçi, karmaşık ve anlamlı bir problemle baş başa bırakılırlar.problemin önceden görülebilen ve kesin bir doğrusu olmamalıdır. öğrenciler uzmanlar gibi küçük gruplar halinde kısıtlanmadan verilen süre içinde bir çözüm üretmeleri için problemle karşı karşıya bırakılırlar. böylece öğrenci problemi çözerken ne öğrenip ne öğrenmemesi gerektiğine kendisi karar verir. örnek gail okuduğu kitabı bitirmeden kütüphaneye iade zamanı gelmiştir. kütüphaneye gittiğinde kitabı daha fazla ödünç alamayacağını çünkü bir başkasının kitap için sırada beklediğini öğrenir. bu problem sınıfa getirildiğinde öğrencilerle uygulanacak olan problem çözme çalışması sürecinde aşağıdaki soruların cevaplarına yanıtlar aramak sonuca ulaşmayı kolaylaştıracak ve süreci şekillendirecektir. · problemim nedir? · problemimi nasıl ifade edebilirim? · problemimle ilgili ne yapabilirim?· hangi çözüm en iyisi?· bu çözümü nasıl gerçekleştirebilirim?gerçekten ortada bir problem olup olmadığına karar vermek için çocuklar şu soruları sorarlar.· gerçekten yapmak istediğim şey nedir? (hedef)· beni bu isteğimi gerçekleştirmemden alıkoyan nedir? (engel)problem tam olarak tanımlandıktan sonra çocuklardan bu süreci yazıya dökmeleri ve tartışmaları istenir. gail problemini şu şekilde ifade etmiştir. · problemim nedir? ( problem = hedef + engel)hedef okumakta olduğum kitabı bitirmek istiyorum.engel kitabı yeniden ödünç alamıyorum.problem kitabı bitiremiyorum çünkü bir başkası kitabı okumak istiyor. · problemimi nasıl ifade edebilirim?a) okuduğum kitabı tam ortasındaydım. b) oldham kütüphanesinden arkadaşımla birlikte aldığımız kitabı önce o okudu ve sonra bana verdi. c) uzun bir kitaptı ve iade zamanı geldiği için hepsini okuyamadım. d) tekrar ödünç almak istedim ama bir başkası kitap için sırada olduğundan alamadım. öğrenciler beyin fırtınası yaparlar ve çözüm önerileri getirirler. · problemimle ilgili ne yapabilirim? a) arkadaşına kitabın nasıl bittiğini sor.b) kitabı kaçır.c) kitabı satın al.d) bir başka kütüphaneye kitabın onlarda olup olmadığını sor.e) kitabın arkadaşlarında ve akrabalarında olup olmadığını sor. · hangi çözüm en iyisi?bu soruya geldiklerinde çok iyi düşünmeleri gerektiği çocuklara belirtilir. her fikri tekrar değerlendirip pürüz olup olmadığına bakıp ondan sonra seçmeleri gerektiği belirtilir. gail kitabın ucuz bir baskısınız satın alarak problemini çözmeye karar verdiğini yazar. · bu çözümü nasıl gerçekleştirebilirim?bu aşama eylem planının yazılması ve planın uygulanması aşamasıdır. gail’in eylem planı şöyledir. a) babamdan kitabı almaya gitmek için izin isteyeceğim.b) kitabı almak için yeterince param olduğundan emin olacağım.c) babamdan beni kitapçıya götürmesini isteyeceğim.d) hangi kitapçıya gideceğime karar vereceğim. e) kitabı satın alacağım. yaratici problem çözme teknikleridağın kralıbu teknik çok sayıda fikir veya tanım elde etmek için kullanılır. dağın kralı çocuklar için etkili bir oyundur. çocuklardan biri bir kütüğe çıkıp kendini kral ilan eder. diğerleri ise onu indirmeye çalışırlar. bu oyun problemi tanımlama ve çözüm önerileri geliştirme aşamalarında kullanılabilir. problemi en iyi tanımlayan veya en iyi öneriyi getiren kişi kütüğün veya sandalyenin üstüne çıkar. diğerleri ise getirecekleri daha iyi önerilerle kralın yerini almaya çalışırlar. problem çözme bir oyun olarak ele alındığında daha iyi sonuçlara ulaşılır. soru listesibu tekniğin amacı mevcut olan fikirlerden yola çıkarak veya onlardan yararlanarak yenilerini bulmak veya onları geliştirmeyi kolaylaştırmaktır. uyarla bu ürün veya fikir başka hangi amaçlarla nerede kullanılabilir?yeniden diz anlamını, malzemesini, rengini, sıralanışını, kokusunu veya şeklini değiştirsem ne olur?büyüt yeni bir şey eklersem, daha uzun, daha kuvvetli, daha kalın veya daha yüksek yaparsam ne olur?küçült ayırırsam, içinden bir şeyleri çıkarırsam, daha hafif, daha kısa, daha ince yaparsam ne olur?yerine koy yerine ne kullanılabilir? hangi malzeme kullanılabilir? hangi teknikler kullanılabilir? başka kim? başka nerede? başka ne zaman olabilir?birleştir parçaları, üniteleri, fikirleri, grupları birleştirir, karıştırırsam ne olur?gazeteci sorularıburada amaç olay hakkında bilgi edinmektir. 5n1k soruları sorulur. bir olayda bu sorular sorulduğunda olayın tüm yönleri incelenmiş olmaktadır. ne? sorusu, olay hakkındaki bilgileri, niçin? sorusu, olaylar arasındaki nedenler, sonuçlar yargılar ve görüşleri ortaya koymaktadır. ne zaman? sorusu, olayların zamanlamasını, nasıl? sorusu ise teknikleri veya süreçleri belirler. nerede? sorusu, olayın geçtiği yeri, kim? sorusu da olayla ilgili kişiler hakkındaki bilgileri verir. ters beyin fırtınasıbu tekniğin amacı problemleri araştırmaktır. bilindiği gibi beyin fırtınası bir probleme çözüm aramakla başlar. ters beyin fırtınası ise bireyin veya kurumun mevcut durumunu ele alarak ortaya çıkabilecek problemlerin tespitine yönelir. böyle problem ortaya çıkmadan önlenebilir. rol yapmateknik olaylara farklı açıdan bakabilmeyi amaçlar. rol yapma tekniği kişinin kendisini başkasının yerine koymayı gerektirir. bu teknik grupla birlikte bir oyun olarak da uygulanabilir. kişi kendisini başkasının yerine koyarak probleme bir de onun açısından çözüm aramaya çalışır. bu durum ortaya yeni fikirler çıkartabilir. iki kafa bir kafadan güçlüdür başkalarının görüşünü almak için kullanılan bu teknikle çok basit bile olsa, problem bir başkasıyla paylaşıldığında bir elin nesi var iki elin sesi var yaklaşımıyla daha kolay çözülebilir. ilk önce problem tanımlanır ve diğerlerinin bu probleme olan tepkileri ortaya çıkartılır. istenilen sonuçlar alınıncaya kadar işlem başka kişilerle tekrarlanabilir. problemin resmini çizmekbu tekniğin amacı problemin daha net farkına varmak, problemi onaylamaktır. doğru problemle uğraşılıp uğraşılmadığının saptanması için, problemin resmini çizmek etkili bir yoldur. resmi çizerken, kaçırılan noktalar tespit edilebilir ve yeni alternatifler üretilebilir. problemi resmetmek onu bir bütün olarak görebilmektir. eğer bu yapılabiliyorsa çözümü bulmak büyük ölçüde kolaylaşır. sıkıştırma ve uzatma bu teknik problemi analiz etmeyi amaçlar ve problem çözme sürecinin bir parçası olarak da kullanılabilir. sıkıştırma problemin kaynağını bulmak amacıyla, uzatma ise problemin gerçek boyutunu ortaya çıkarma amacıyla kullanılır. problemi sıkıştırmak yani kaynağını bulmak için “neden” li sorular peş peşe sorulur.örneğin: bunu neden yapıyorum? okulu bitirebilmek için.neden okulu bitirmek istiyorum?işe başlayabilmek için.böylece problemin temelinde “işe başlama” olduğu açığa çıkar. problemi uzatmak yani gerçek boyutunu ortaya çıkartmak için “neden” li sorular sorulur. örneğin:problem neyle ilgilidir?mali analizlerin öğrenilmesiyle. mali analizler neyle ilgilidir?muhasebe ve hesaplar arası ilişkilerle.benzeri sorularla problemin gerçek boyutuna ulaşılabilir. yuvarlak masabu teknik sessiz ortamda fikir üretmeyi amaçlar. problem tanımlandıktan sonra altı veya sekiz kişilik gruplar yuvarlak bir masada otururlar. herkese birer çalışma kağıdı dağıtılır ve grup üyeleri kağıda fikirlerini yazarlar. ilk fikir yazıldıktan sonra kağıtlar değiştirilir. değişen kağıtlardaki fikirler gruptakilere yeni fikirler üretme imkanı tanır. işlem yaklaşık 15 dakika tekrarlanır. beyin fırtınasındaki kurallar burada da aynen uygulanır. popo tekniğinin amacı problem çözme değil fikir üretmektir. po alışılmış kavramların dışına çıkmak isteyen, fikirlerle oynamak isteyenler için faydalı bir tekniktir. kişilerin farklı düşünme güçlerini değişik yollarla uyarıp esnetmeye yöneliktir. adımları değiştirmek heyecan verebilir ve farklı düşünme pratiği yapmanın ideal yoludur. po’ya tamamen gerçek olmayan bir dilek ya da maymun iştah ürünü bir düşünce ile başlanabilir. okullarda kurallar, duvarlar, statüler olmayabilirdi. futbol kare bir alanda dört yönde, dört takımla topu ele geçirmeye çalışarak oynanabilirdi. otomobiller stop lambaları ile kontrol edilebilirdi. alarmlı saatler çalışmayabilirdi. po hayal gücünü canlandırmaya basit bir şekilde yardımcı olur. beyin fırtınası kuralları uygulanır ve fikirler yürütüldüğünde yargılama yapılmaz. po’da diğer tekniklerden farklı olarak özel bir hedef olmadığını unutmamak gerekir. yetişkinler po ile düşünürken çocuklara oranla güçlük çekerler. çünkü çocuklar sık sık bu düşünme tarzını kullanmaktadırlar. atı – eksi – ilginç (aei) bu tekniğin amacı karar vermeye yardımcı olmaktır. düşünce üretiminde çok faydalı olduğu gibi, zor bir seçim yapılırken veya farklı düşünme pratiği yapılırken de kullanılabilir. aei ile çalışmaya üç sütunla başlanır. birinci sütunun başına arti yazılır. ikinci sütunun başına eksi, üçüncüye de ilginç yazılır. artı sütununa olayla veya problemle ilgili olumlu düşünceler, gözlemler veya izlenimler yazılır. eksiye olay ya da problemle ilgili olumsuz düşünceler, izlenimler, gözlemler yazılır. ilginç sütununa da bu iki kapsama girmeyen düşünce, gözlem veya izlenimler yazılır. olayın haritası yapıldığından bu aşamadan sonra izlenecek rotayı belirlemek çok daha kolay olacaktır. neden – neden tekniği problemin öğelerini sistematik şekilde ortaya çıkartmayı amaçlayan bu teknikte şema kullanımı görsel olarak problem çözümüne katkıda bulunacaktır. tekniğin uygulanışı şu şekildedir; · problem kağıdın sol tarafına yerleştirilir. · problemle ilgili neden sorularıyla sağa doğru bir olası nedenler ağacı çizilir. · işlem problemlerle ilgili yeterli detaylar sağlanana kadar tekrarlanır. tik takbu teknik kişilerin çalıştıkları konulardaki tereddütlerini ortadan kaldırmayı amaçlar. bir parça kağıda iki sütun halinde tik ve tak yazılır. tik’in altına amaca ulaşmayı engel olabilecek olumsuz faktörler yazılır. tak’ın altına her olumsuzluğa olumlu karşılıklar yazılır. bu tekniği kullanan kişiler bir süre sonra olumsuz gördükleri her olayı hemen nasıl olumluya çevirebileceklerini düşünmeye başlarlar. balık kılçığıbu teknik de problemlerle ilgili ayrıntıların tespitinde kullanılabilecek tekniklerden biridir. beyin fırtınası ile elde edilen veriler bir balık kılçığının etrafına dizilir. böylece ortaya çıkan şemayla analiz yapmak kolaylaşacaktır.
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

Çocuk ve Bilgisayar

Çocukların bilgisayar kullanımını kontrol altında tutmak, özellikle 'göz sağlığı' açısından büyük önem taşıyor.Uzmanlar, halk arasında yaygın olan, 'bilgisayar kullanımı gözleri bozuyor' şeklindeki düşüncenin yanlışlığına temas ederek, "Bilgisayar kullanımı, insanların gözlerini bozmaz. Ancak, mevcut olan ve kişinin o ana kadar önemsemediği veya bilmediği bir kırma kusurunun, belirtileriyle ortaya çıkmasına aracılık eder. Çalışma şartları çok aşırıya kaçmadıkça, normal bir göz, bilgisayar karşısında bozulmaz" diyorlar.
Bilgisayar kullanımına bağlı olarak, gözün kendisinde ya da görme kalitesinde bazı problemlerin meydana gelmesinin, göz yorgunluğu hali olarak yorumlandığını kaydeden uzmanlar, sıklıkla görülen belirtileri ise şöyle sıralıyor: "Yorgun ve ağrılı gözler, gözlerde yanma ve batma, bulanık görme, kuruluk hissi, sulanma, kaşıntı, kızarıklık, gözleri kısarak bakmak, odaklama zorluğu, çift görme, yazı karakterlerinin veya grafiklerin etrafında ışık hareleri ya da saçılmalar görmek, ışığa karşı hassasiyet, baş ağrısı, boyun, sırt ve omuz ağrısı." Çocuklara sık sık "göz arası" vermelerinin öğretilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, her bir saatlik bilgisayar kullanımı için gözlerin toplam 15 dakika dinlendirilmesi gerektiğini bildiriyor. Uzmanlar, buna ek olarak, çocukların her on dakikada bir on saniye ara vermelerinin sağlanması gerektiğini de söylüyor.Gözleri bir noktaya dikerek bakmanın gözleri zorlayabileceğini ifade eden uzmanlar, çocuklara sık sık göz kırpmalarının hatırlatılması önerisinde bulunuyor. Uzmanlar, bilgisayar kullanıcıları, normal olarak göz kırpmaksızın uzun süre sabit gözle ekrana bakma eğilimi gösterdiğinden, göz sulanmasının azaldığını ve batma hissedilebildiğini hatırlatıyor. Uzmanlar, bilgisayar kullanıcılarının, ekrana göz hizasının yatay düzlemi altında on-yirmi derece açıyla bakması gerektiğini belirterek, şunları kaydediyor: "Çocuğun doğrudan ileri bakmasını sağlayın ve ekran yüksekliğini ve sandalyeyi, çocuğun ekranı görebilmek için gözlerini hafifçe aşağı kaydırmak zorunda kalacağı şekilde ayarlayın." Statik elektrikten toz birikmesini önlemek için antistatik spreyle ve pamuksuz bezle ekranın düzenli olarak temizlenmesi gerektiğini bildiren uzmanlar, "Çocuğunuz düzenli olarak bilgisayar kullanıyorsa, her yıl göz muayenesine gitmesini sağlayın" diyor.Uzmanların, bilgisayarın bulunduğu çalışma ortamının nasıl olması gerektiği ile ilgili önerileri ise şöyle: "Çalışma ortamındaki ışık ve parıltılı kaynaklarını ortadan kaldırın. Güneş ışığından gelen dolaysız parıltıya, kullanıcının gözlerine yöneltilmiş aydınlatma cihazlarına ve görüntü ekranındaki herhangi bir yansımadan kaynaklanan dolaylı parıltıya karşı tedbir alın. Kullanılacak ışık kaynağını, arkadan, omuz hizasından monitöre veya çalışma masasına düşecek şekilde ayarlamaya çalışın. Mümkünse masa lambaları yerine tavan aydınlatması kullanın. Bilgisayarın pencerelere göre açısını doğru ayarlayın ve parıltı sürüyorsa perde ya da stor kullanın. Floransan lambaların olduğu odalarda bilgisayar kullanmamaya çalışın ve ışık titreşmesine yol açan öteki bütün kaynakları ortadan kaldırın. Parıltı kalıcı bir sorunsa, ekran filtresi alınıp ekrana takılabilir. Büyük punto kullanın ve dağınık ekran görüntülerinden kaçının."
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS